1-M.Ö.270-350 Tsou YEN 5 ELEMENT;Hava,Su, Toprak, Metal,Ateş 2-M.Ö.400 Emploktes 4 Element ;Hava Su, Toprak,Ateş ve Hipokrat ;Choleric,Sanguine,Phlegmatic,Melancholy 3-M.S.1013 İbni Sina İnsan vücudundaki sıvılardan etkilenir.Ve Demevi-Hava,Safravi- Ateş,Balgamı- Su,Soydavi -Toprak. 4-M.S.1921 C.Gustav JUNG Beyinsel bir vizyonla yaklaşır -Mantıksal,Duygusal,Sezgisel,Duyusal
ANKARA
Ankara, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başkenti. Dünyanın 40. büyük şehri olan ilde toplam nüfusun %6,6' sı ikamet etmektedir.Topraklarının büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Sakarya bölümünde yer alan Ankara ili'nin merkez kenti'dir. Rakım ortalama 890 metredir.Yüzölçümü 25.437 km2 olan nüfus yoğunluğu 210/km2'dir. Ankara'nın nüfusu bir önceki yıla göre yüzde 1.48 artarak 2023 yılı itibarıyla 5.782.285 kişiye ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı.
21 Temmuz 2024 Pazar
20 Nisan 2024 Cumartesi
29 Ocak 2024 Pazartesi
Ne Var- Ne Yok... Hiçlik!
İnsan; İyiliği kadar taşlanır, Merhameti kadar dışlanır, Kulluğu kadar da sınanır... Yunus Emre
Gönül kapımızda hiçlik yatar, amma velakin;Bize bizi bizimle bildiren Rabbim, bizi sınar da sınar. Eyvallah, O'ndan gelen başımızla beraber... Elbet bunda da bir hayır var! symn- OCAK-2024
23 Haziran 2022 Perşembe
Dünden yarına= Elde kalan HAYAT
Gece ile gündüz gibidir hayatımız.Bugünümüzü yaşarken, hem geceden hem de gündüzden arta kalanlar, dünlerimiz ve yarınlarımızdır.Manevi ve Milli değerlere pozitif anlamda aidiyet duygumuz, hem bireysel hem de toplumsal geleceğimizi belirler.Eğitimde etik ve manevi değerlere aidiyet ve bağlılık ise, bireysel ve toplumsal hedef yönelimli bir çabayı, hesapçı değil haspii ve harbi olmayı ve nasibi gerektirir.Hem ferdi hem milli hemde evrensel bakış ve duruş gerekli, erdemli, mutlu ve refah içinde yarınlara kavuşmak için.Bir aile ancak güven esaslı, birbirine samimiyetle inanmış üyeleri ile ihya olur. Bu inancın olmadığı birimlerde içtenlikle tebessüm eden bir yüz görmek ise imkansızdır.Kader gayrete aşıkmış derler ya! Her zorluğun geçme süreci, göstereceğimiz ihtimam ve seçim süreci ile ilintili.Hele bir çabalayalım, bak bakalım neler gönderiyor Yüce Rahman! Başkası gibi değil kendi olabilmenin anlamı ve katma değeri çok büyük.Vefanın, kadirşinastlık, iyilik için çaba, çalışkanlık ve üretkenliğin, her şeye, herkese rağmen dürüstlüğün, inancın olmadığı koşullarda aile bireyi kendisini verimsiz hisseder, ayakları yere basamaz ve mutsuz olur.Kalan ömrünüz giden ömrünüzden daha hayırlı, daha duru ve mutlu geçsin, güzel yarınlarınızda, çabalarınızın ve gayretinizin ürünlerini toplayasınız sağlık ve afiyetle inşallah. 💐🤗 #Vizyon symn. 2022
16 Ocak 2021 Cumartesi
PAN_DEMİ SARMALI
4.5 milyar yıl önce oluştuğu, üzerinde canlı barındıran tek gezegen olduğu söylenen kuruluşundan bu yana gerek fiziki, gerekse de içinde barındırdığı canlılarla etkileşimde sürekli farklı değişim ve dönüşümlere ev sahipliği yapan, Hey gidinin dünyası... Kendi geçirdiğin evrimlerin yanısıra, insanın, insanlığın birçok sonlarına, birçok başlangıçlarına da ev sahipliği ettin sen.Ne bilmeceler, ne oyunlar, ne güzellikler, ne dehalar, ne canavarlar, ne entrikalar, ne buluşlar, ne acılar, ne sevinçler varoldu da bağrında, ses etmedin, sessiz, derinden izledin.İzlemeye de devam ediyorsun.E sen diye atfettik ama, tabiki dünyada, kainatta olan herşeyin yaradanın "OL" emriyle olduğunu ne dün unuttuk, ne de bugün ve yarın asla unutacak değiliz.Geçmiş orda dursun hele, gelelim biz bu güne, 2019 yılının 2. yarısından sonra tanışıp, 2020 yılının tamamını birlikte geçirdik, yıl oldu 2021 hala dünyamızı, bizi, terk etmedi gitti bu "Pan-demi".Tüme varım açısı ile kelimeye baktığımızda bizi nasıl bir yolculuğa çıkarıyor bakalım. Pan demek:Bütün, tüm anlamının yanında , tabiri caizse yassı tavaya koyduğumuz sıvı gibi durmayan, yayılarak genişleyen bir yapı anlamının yanında, Yunanlılara göre "Çobanların, Avciların, Bakıcıların Tanrısı", Romalılara göre kırların Tanrısı, Greklerde bütün evrene efendi kılmışlar, yarı insan yarı keçi sanrılarını.Tüm bunların yanısıra, bizim Türkçemizde de başat olarak, sert eleştirinin yanında tavada pişirmek anlamı içerdiğini de söyleyebiliriz.Sıra geldi Pan-deminin DEMİ'sine. Türk Dil Kurumuna göre sözlük anlamı olarak: başörtüsü, yemeni, yazma, dizlik, değil mi, anlamının yanında, susuz kıraç tarla, e birde olmazsa olmazımız "Çayın DEMİ" var.
Belli sınırlar içinde yayılım sağlayan salgına epidemi, sınırlardan taşınca, bütün dünya üzerinde ülkeler arasında yayılarak sürekli genişleyince, olmuş adı "PANDEMİ". Dünya bir tava olsa ne, kıraç toprak olsa ne...Alttan üste, üstten alta sürekli bir devinim,dönüşüm. "Ne için, nereden başladık, nereye geldik, nereye gidiyoruz?HA gayret! Yüce Rahman bilir elbet & Hamdımmm, Piş-timmm mi ??? SY/17 Ocak 2021
8 Ocak 2019 Salı
EHL-İ HÂL
Hüzün bizim topraklara ait bir duygu.....
Bizim kültürümüz ağız dolusu gülmeyi kaldırmaz.
Lakin hâl dili, yani sükuttur beşeri adam eden,
Manalar ve baştan ayağı söz olmuş bedenimizle,
Derûnumuzdakiler söz kalıbına, harf diline sığmaz.
Hâl geldikten sonra lafın ne gereği var?
Sükûtu bir dost dili haline getirebilsek.
Dil yeryüzü, gönül gökyüzü,
Daha çook konaklama gerektirir, 'gümüşten altına doğru,
Yeryüzünden varış gökyüzüne...'
Gümüşten altına evirilişte dil mi söze, söz mü dile emanet?
Suret ehli olanlar okuyup anlayamaz ki, hâl ehlini,
Kâl ile tebliğ istemez bu gönül,
HÂL İLE TEBLİĞ GEREKTİR.
S.Y.OCAK/2019
10 Aralık 2018 Pazartesi
2023 EĞİTİM VİZYONU
Ez Cümle; Biz eğitimin niteliği için kafa yoranlar,ülkemizin bekası ve insanımızı gelecekte mutlu, üretken bireyler olarak görebilme şiarımızla; etkili yönetişim, kısa devre yöntemi de denen çapraz yönetim ilkesi, işbirliği ve uzmanlaşma ilkelerini de uygulayarak “2023 Eğitim Vizyonu” içeriklerinin idamesinde gelişim için ışık tutabiliriz... Şimdi daha çokkk, daha elzem, "küçük bedenlerdeki kocaman yüreklerin hayallerini inşa
etmelerine izin vermeye", 21.y.y eğitim
dinamikleri ile bezenmiş, çok hassas ve özenli ama bir o kadar da cesur yürekli
adımlara ihtiyacımız var.
21 Kasım 2018 Çarşamba
Asil azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, onunda aslı ayrandır....
UNUTMADIM ÖĞRETMENİM......
13 Şubat 2018 Salı
İlk olarak, 2011 yılında Hannover Fuarında Alman hükümetinin üretim ve bilgisayarlaşmaya teşvik etme ve ileri teknolojiyle yapılandırma projesi olarak kabul edilen sanayi gelişimine "Endüstri 4.0" denilmektedir.Ülkede 200 milyon Euro bütçe ayrılan bu süreç, devlet tarafından da büyük destek görüyor.
4.Sanayi devrimi olarak da adlandırılan Endüstri 4.0 dan önceki gelişmeler nasıl olmuştur? Biraz da bunlara göz atalım;
2*Endüstri 2.0 olarak isimlendirilen ikinci süreçte ise; elektrik enerjisinin kullanılmaya başlaması ile seri üretime geçiş oldu. (1870 İlk hareketli band sistemi kullanımı)
- (19.
Yüzyıl) 1840 Telgraf ve 1880 Telefon İcatları
- 1920 Taylorizm (Bilimsel yönetim)
- 1971
İlk mikro bilgisayar (Altair 8800)
- 1976 Apple I (S. Jobs ve S. Wozniak)
- 1988
AutoIDLab. (MIT)
- 2000
Nesnelerin İnterneti
- 2010
Hücresel Taşıma Sistemi
- 2020 Otonom Etkileşim ve Sanallaştırma
- Nesnelerin
İnterneti
- Hizmetlerin
İnterneti
- Siber – Fiziksel Sistemler
Gelecekte hangi oluşumların temeli olacağı şimdilik belirsiz ama…
- Sistemin
izlenmesinin ve arıza teşhisinin kolaylaştırılması
- Sistemlerin
ve bileşenlerinin öz farkındalık kazanması
- Sistemin
çevre dostu ve kaynak tasarrufu davranışlarıyla sürdürülebilir olması
- Daha
yüksek verimliliğin sağlanması
- Üretimde
esnekliğin arttırılması
- Maliyetin
azaltılması
- Yeni hizmet ve iş modellerinin geliştirilmesi
22 Temmuz 2014 Salı
16 Haziran 2014 Pazartesi
ANKARA-ÇANKAYA ÖZEL EĞİTİM MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ(ÇANKAYA İŞ OKULU) TKY-EKYS-
8 Mayıs 2014 Perşembe
HİÇ BİR ŞEY SEBEPSİZ DEĞİLDİR.....
3 Mart 2014 Pazartesi
Anne Gezindiğin Bağ,Baba yaslandığın Dağdır.Ömrünün en güzel çağı,Anne ve Babanla olandır.....
13 Şubat 2014 Perşembe
YAŞAMI SEVMEK İÇİN YÜREK, BAŞARMAK İÇİN EMEK GEREK.DAĞA GÖZ DEĞİL YÜREK TIRMANIR.
"Gözlerimin artık görmediğine inanamıyordum, fakat yeni yaşamıma alışmak zor olmadı benim için. Her nedense kör olmanın başlangıcındaki ağır yük ezemedi beni... Pek farkında değildim o yükün. Yıllar sonra gittiğim Ankara Körler Rehabilitasyon Merkezi'nde görevli psikolog Sermin Turan şok dönemimin ne kadar sürdüğünü sordu, öyle bir dönem yaşamadım dedim, şaşırdı..." diyerek anlatıyor kendini Necdet Turhan.
Rehabilitasyonun ardından 1988 yılında son sınıf derslerini dışarıdan vererek lise öğrenimini tamamlayan Turhan, 1989 yılında ilk tercihini kazanarak üniversite yaşamına ODTÜ'de başladı. ODTÜ, spor yaşamının da başlangıcı oldu. Ancak Üniversite'nin Dağcılık ve Kış Sporları Kolu'nda önceleri biraz garipsendi, etkinliklere alınmak istenmedi. Fakat o inat etti ve kendisine ilk yıl gösterilen bu yaklaşıma küsmedi. Dağlara götürülmese de, Dağcılık Kolu'nun antrenmanlarını ihmal etmedi. Katıldığı antrenmanlar sayesinde atletizmle de tanışmış oldu ve bir daha da koşmayı bırakmadı. Dağları doğayı bırakmadığı gibi...
Bir sonraki yıl eğitimlerini almaya başladığı ODTÜ Dağcılık ve Kış Sporları Kolu'nda geçen 3 yılın bitiminde; gözlerinin hiç görmemesi nedeniyle dağlarda yürürken kullandığı çan sesini izleme tekniği ortaya çıkmış, temel dağcılık eğitimlerini almış, görme düzeyi sıfır olan engelli bir sporcu için hatırı sayılır etkinlikler olarak kabul edilebilecek; Bey Dağları, Erciyes gibi faaliyetlere katılmış ve en önemlisi de üç yıl boyunca gösterdiği etkin üyelik sebebiyle, gelişinde sorun yaşadığı ODTÜ Dağcılık Kolu'nun onur üyeleri arasına seçilmiştir artık. Yaşadıklarını; "ODTÜ Dağcılık ve Kış Sporları Kolu'nda ilk yıl dağlara götürülmeyişim, Bana çekinceli yaklaşılmış olması aslında doğal bir tutumdu... Zira sıra dışı bir olgu olarak karşılarındaydım Kol Yöneticisi arkadaşların. Tanıdılar daha sonra beni ve aşama, aşama süreç içinde çözüldü sorunlar...” şeklinde ifade etmektedir.
Turhan, ODTÜ ile başlayan spor sürecini mezuniyeti sonrasında da sürdürdü. Dağlar yaşamında daha belirgindir. Atletizm, uzun yıllar, dağcılığının kondisyon çalışması olarak kaldı.
Uzun mesafe koşuları, Avrasya maratonu ile birlikte yaşamının bir parçası oldu. Aslında yaşamı bir maratondu onun. 2002 yılında New York Maratonu'na katıldı. Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu tarafından gönderildiği bu maratonda yine bir ilki gerçekleştirdi. Çünkü Necdet Turhan, ülkesini yurt dışında temsil eden ilk Görme Engelli Milli Atlet olmuştur. Japonya'da Dünya Körler Maratonu'nu koşarak ikinci kez Milli olan Necdet Turhan'ın Küresel Projesi, başlığında içeriğini de yansıtmaktadır; "5 Kıtada 5 Maraton, 5 de Zirve"
Bursa Nilüfer Belediyesi Personeli ve Sporcusu Necdet Turhan, şu ana değin Asya, Avrupa, Amerika, Avusturalya ve Afrika'da hedeflediği toplam beş uluslararası maratonu dört saatin altında dereceler ile koşmuş ve Projesinin Dağlar etabı kapsamında Asya'da 5137 m. Ağrı, Afrika'da 5895 m. Kilimanjaro, Avrupa'da 3200 m. Teterousse Zirveleri'ne tırmanmış durumdadır...
Bu aşamadan sonraki hedefleri olan Avusturalya ve Amerika Kıtalarındaki tırmanış hazırlıklarını "Engelimiz Bize engel Değil" diyerek sürdürmekte ve Dünya'da İlkler arasında yer alabilecek Küresel Beş Kıta Projesi için destek beklemektedir...
Görme Engelli Sporcunun ulaştığı zirvelerde açtığı pankartlardaki sloganlar:
DAĞA GÖZ DEĞİL YÜREK TIRMANIR.
“öz motivasyon”, belirlenmiş hedefe ilerlenen yolda en önemli gücümüzdür. Bununla birlikte, kendimiz ile ilgili bir çok konuda olduğu gibi bu süreçte de zorlanırız. Bu anlamda, üzerinde en çok durulması gereken husus “istemek” tir. İstek enerjisi, hayallerimizin gerçekleşmesi ve hedefe ilerleme konusunda çok önemli katkılar sağlamaktadır.
Yol haritamızı işe aşağıdaki adımlara uygun olarak belirleyebiliriz:
Öncelikle kendimizi hedefimize giden yol için uygun olarak programlamalıyız. Bu programlama aşamasında şu konular önemlidir;
* Olayların ve insanların olumlu tarafını görmek.
* Başaracağına inanmak.
* Kendinden emin olmak ve isabetli bir öz değerlendirme yapmak önemlidir. Geçmişteki başarılarınızı hatırlamak size iyi gelecektir.
* Başarıya aç olmak. Gerçekten istemek.
* Tersliklerin olabileceği ihtimalini göz ardı etmemek. Bunları aşabilmek için pes etmemek. Engellerin, gözümüzü hedeflerimizden ayırdığımız zaman gördüklerimiz olduğunu unutmamak gerekir.
Yolculuğu planlamak ve geliştirmek
* Hedefleri olumlu seçmek. Ne istediğine odaklanmak. Ne istemediğine değil.
* Hedefi yeterli büyüklükte seçmek. Ne ulaşılamayacak kadar yüksek, ne de çok kolaylıkla elde edilecek kadar küçük. Çıtayı doğru yere koymak.
* Sürecin ilerleyişini izlemek. Hesapta olmayan durumlar çıktığında gerekli önlemleri alabilmek. İyi gidişten kendini motive edici sonuçlar çıkarabilmek.
* Uygun zamanlarda molalar vermek. Güç toplamak ve sürece zaman zaman dışardan bakabilmeyi sağlar.
* Gerçekten sevdiğin ve istediğin hedefe yürümek. Hedefleri seslerle, renklerle, kokular ile hayal etmek.
* Hedefe ulaşmanın diğer faydalarını düşünmek. Sağlayacağı çevre, getireceği prestij, sağlayacağı güç vs.
* Hata yapmaktan korkmamak. Hataların farkına varmak, dersler çıkarmak ve güçlenerek ilerlemek.
Yolda kalmak ve yolda emin adımlar ile ilerlemek önemlidir. Bu esnada dikkat edilmesi gereken konular;
* Etrafında motive ediciler bulundurmak. Hedef ile ilgili fotoğraf, film, başarı hikayeleri, poster gibi araçlar bulundurmak
* Yolda ilerlemenizi sağlayacak dostlara sahip olmak. Bu konuda aile bireyleri ve arkadaşların katkıları önemlidir. Bu konuda benzer deneyimleri yaşamış birinin rehberliği çok daha değerlidir.
* Öğrenmeye ve gelişmeye devam etmek.
* Sadece kendin ile yarışmak.
* Deneyimleri başkaları ile paylaşmak, tartışmak.
* İşler iyi gittiğinde hedefi büyütmek.
5 Şubat 2014 Çarşamba
Oldum Demek Öldüm Demektir.....(Yunus Emre)
| |||
|