21 Kasım 2018 Çarşamba

Asil azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, onunda aslı ayrandır....


          Yusuf Has HACİB muhteşem eseri Kutadgu Bilig'de insanın asil olmasını sağlayan faktörler olarak; aklı, bilgiyi, fazileti ve dili  ön planda tutan bir yaklaşım   sergilemektedir.Akıllı, bilgili ve faziletli insanın kendisine uygun düşmeyen şeyleri yapmayacağını belirtir. Bir insanın asilliği bırakmaması ve bütün insanlara karşı daima insanlık göstermesi gerekir. İnsan, insanlara karşı, insanlık yaparak hayvan olmaklıktan kurtulabilir. İnsanlık adına çalışan ve insanlara yararlı olan insan insandır. O halde insan, hem kendi ve hem de insanların lehine çalışmalıdır. İnsanlık edene, insanlık göstermelidir. İnsana insanlığı nispetinde muamele edilmelidir.Vefalılık ve vefa göstermek, insanlığın şiarındandır. İnsanlar birbirlerine ancak insan olarak benzerler. İnsan, gece gibi karanlık bir eve benzer. Ancak bu insan için akıl, bir meşaledir ve onu aydınlatır. Çünkü insanı her türlü kötülüğü yapmaktan alıkoyacak olan şey, aklı ve aklı dolayısıyla elde ettiği bilgisidir.

         Bunun dışında insandan insana bir çok fark vardır. iki türlü insan vardır ki, bunlardan biri "bey", diğeri de âlimdir. Bu her iki insan da insanların en seçkini, en yükseği ve en başıdır. Bu insanların dışında kalanlar, bilgisi az veya hiç olmadığı için daima, tebaa sayılırlar. Burada "bey" den kasıt, kendisine "kut" gelmiş insandır. Kendisine "kut “gelmiş ve bahşedilmiş insan, kendisine "kut" gelmeyen ve bahşedilmeyen insandan her zaman ve her yerde üstündür ve değerlidir. Şayet insan, insan olup insan adını almak istiyorsa bunlardan birini seçmesi gerekir. Bu ikisinin dışındaki insanlardan insanın, her zaman ve her yerde uzak durması ve kaçınması gerekir. Çünkü "bey" kılıcı eline alıp, halkı itaat altında tutar, “âlim" ise kalemi eline alıp, insanları, iyi ve doğru yola götürecek bilgileri yazar, bu bilgilerle halkı aydınlatır ve böylece insanların iyi ve doğru yola girmelerine vesile olur. Dünyada iyi ve doğru düzenin kurulması, iyi ve doğru hareketlerin seçilip yapılması, bu insanlar vasıtasıyla gerçekleşecektir.

          İnsan-ı Kamil   tasavvufta insanın ulaşabileceği en üst makam olarak betimlenir. Allah’ın "onun duyan kulağı olurum, o benimle duyar; gören gözü olurum o benimle görür; eli olurum o benimle dokunur; ayağı olurum o benimle yürür; kalbi olurum o benimle anlar; söyleyen dili olurum o benimle konuşur, ne dilerse onu yerine getiririm, herhangi bir şeyden bana sığınırsa ben onu muhafaza ederim" dediği kişidir. Eşrefi mahlukata, yaratılmışların en hayırlısı olan insana, farklı bir açıdan bakacak olursak; bu âlemin yaratılma sebebi ‘İnsan-ı kamil' değil mi? O'na kulluk etmek için yaratıldığımıza göre, insan-ı kamil olma yolunda ceht göstermek de yaratılmanın amacına gerçek manada rücu' etmek değil midir?...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ve bir gün...Aklın ile vicdanın arasında kalırsan eğer;VİCDANINI seç.Çünkü aklın çıkarını korur,Vicdanın ise İNSANLIĞINI...